Kalem ve kâğıtla başlayan bir yolculuğun dokuma ile şekillenen hikâyesini dinlemek için multidisipliner sanatçı Ecemnaz Dalmaz ile Ulus’taki atölyesinde bir araya geldik. Sorgulama, araştırma ve incelemenin dönüşüme olan katkısını konuşurken sanatçının alanlara ve kişilere özel tasarımlarıyla yarattıklarına şahit olduk.
Resimle başladığın üretim hayatına illüstrasyon, heykel ve hand tufted tekniğiyle dokuduğun el yapımı halı projeleri gibi farklı disiplinlerle devam ediyorsun. Pratiğine dair gelişim süreçlerini de anlatarak bize kendinden bahsedebilir misin?
Multidisipliner bir sanatçıyım. Kalem ve kâğıtla başlayan yolculuğum, kumaş üzerine çalışma ile devam etti. Sonrasında ise üç boyuta geçme isteğim ve malzeme merakımla süreç, değişime uğradı.
Genelde çeşitli formlara dönüştürerek oynayabildiğim malzemeler ilgimi çekiyor. Tufting machine ile pandemi döneminde tanıştım. Biraz zorlu oldu, o zamanlar henüz bu kadar yaygın değildi. İlk başta sadece resimlerimi dokuma ile kaplıyorken sonrasında süreç, objeleri de dokumayla kaplamaya kadar devam etti. Şimdi biraz daha abartıp odaları kaplamayı düşünüyorum.
Tufting makinesiyle yaptığın halılar OMM Shop’un en renkli ürünleri arasında. Buradaki ürün hikâyesi nasıl başladı?
Aslında onlar neredeyse ilk yaptıklarım, figüre geçmeden önce desenlerle başlamak istedim. Aklımda bir yüzeyi kaplamak vardı. Hep dekorasyonla, tasarımla alakalı tarafımı besler bu malzeme diye düşünmüştüm ama daha sonra sanat eserlerimde de figüratif kullanımlarda çok etkili ve keyifli olduğunu keşfettim. Dekorasyon ve alana özel tasarım konusunda sanat eserlerimden daha renkliymişim hatta bunu da böylelikle fark etmiş oldum.
Çalışmalarını kişisel üretimler ve whoknowstudio ismi altında ürün tasarımları olarak ikiye ayırdığını görüyoruz. Buradaki çizgiyi nasıl oluşturuyorsun? Biraz kişisel sanat projelerinden de söz edebilir misin?
Alanlara ve kişilere özel tasarımlar yapmayı seviyorum. whoknowstudio’yu da design studio olarak rahat edebilmek için kurdum; sanatçı kimliğim ile aralarında ince bir çizgi oluşması için. whoknowstudio’da daha proje bazlı işler ve tasarımlar yapıyorum. Koleksiyon çıkarmaya hazırlanıyorum hatta. İkinci el eşyaları kaplayıp başka bir şeye dönüştürüyorum, bu yöntem şu an hâlâ bir süreç içerisinde. Kişisel sanat projelerimde ise; önümde hâlihazırda bir solo sergi var. Zamanlamasını 2024 Ekim olarak düşündük ama henüz tam tarihi yok. O sergi için dokumadan kaplanmış bir oda yapmayı düşünüyorum aynı zamanda figürlerle de karşılaşacağız. Tüm bunlar henüz kurguladığım bir aşamada.
Sanatsal üretimlerinde özellikle insana dair duygular, travmalar ve beden gibi temalardan beslendiğini görüyoruz. Bu kaynakların sendeki ve çalışmalarındaki yerinden söz edelim mi?
Fazla sorgulayan, araştırmak ve incelemek isteyen biriyim. Kaptırıp kendimi eşeledikçe eşeliyorum bazen ve onlar da sihir gibi ortaya çıktıkça çıkıyor, bana ilham oluyor. Bendeki yerleri; besin kaynağım gibi olmaları. Duygularımı, benliğimi; hangisi olduğu hiç farketmez, tabiri caizse kafa sesimi duymazsam her şeyimi kaybetmiş gibi hissediyorum ve bu bende öfkeye dönüşüyor. İç sesini, kafa sesini duymamak ansızın sağırlaşmak gibi. Kaybolmamak için onlara her zaman ihtiyacım var. Ben demek; işlerim demek, işlerim demek; ben demek. Zaten bu yüzden ikisi de birbirine bağlı.
Yakın zamanda sana ve whoknowstudio’ya dair neler göreceğiz? Gelecekten beklentilerin, planların ve hayallerin neler?
Şu an kendime dair önceliğim solo sergim, dediğim gibi kurgulama ve araştırma sürecim devam ediyor. Kafamda kurguladıktan sonra gerçekleştirme aşaması en kolay kısmı benim için. whoknowstudio için e-ticaret planımız var, bir ekip kuruyorum ve bununla ilgili hayalim öncelikle ikinci el eşyaların tasarımlarından bir koleksiyon yaratmak, sonra daha öncesinde de yaptığımız gibi markalarla işbirliklerine ve hikâyeleri uygulamaya dökmeye devam etmek. Aynı zamanda evlerin iç mimari kısmında destekleyici bir konumda da olmak istiyorum. Üç başlık altında daha da aktif olma isteğim var, şu an biraz da bu tarafa oynuyorum.